15 Haziran 2012 Cuma
10 Haziran 2012 Pazar
Türk Halkası / Okçu Yüzüğü / ZİHGİR
Türk Halkası / Okçu Yüzüğü / ZİHGİR
Türk kültüründe okçuluğun çok önemli bir yeri vardır. İslamiyet’in ilk yıllarından itibaren ok ve yay, diğer hiç bir silahın sahip olamadığı özel bir anlam ve önem kazanmıştır. Ok, yay ve okçuluk üzerine 40'ın üzerinde hadis bulunmaktadır. Bu nedenle, okçuluk sünnet olarak kabul edilmiş ve ibadet niyetine yapılmaya başlanmıştır. Hadisler, okçuluğun her açıdan, en iyi şekilde yapılması, okun en uzağa atılabilmesi için çalışılmasını ve geliştirilmesini sağlamıştır. İslam coğrafyasında okçuluk, atış tekniği ve silah olarak olağanüstü bir seviyeye erişmiş, Osmanlı İmparatorluğunda ise en üst seviyesine ulaşmıştır. Bu seviyeye ulaşmasını sağlayan unsurlardan biri de “Zihgir”dir. Zihgir, atış sırasında sağ elin baş parmağına takılan bir çeşit yüzüktür. Zihgir, parmak boğumunu yaralanmaktan korur. Zihgirsiz ok atmak, baş parmak boğumunda yarılma ve nasırlanmaya yol açar. Kemankeşler başparmağındaki Zihgir’i hiç çıkartmazlar… Zihgir, Kemankeş’in vücudunun bir parçası gibidir.
“Zih”
farsça kiriş demektir, “Gir” de kiriş tutan anlamına gelir. Yay
çekerken ele, parmaklara zarar gelme ihtimali yüksektir. Yüksek
kuvvetteki yayı çekebilmemiz için zihgire ihtiyaç vardır. Zihgir,
Türklere has bir yüzüktür. Ok atışı, baş parmak zihgirin altına gelecek
şekilde tutularak yapılır. Türk okçuluğunda hedef; en uzun mesafeye
atabilmektir. Bunun için de yapılan özel oklar vardır. Bunlara “Menzil
Okları” denir. Menzil okları, spor amaçlı oklardır. Toplam12 gram ağırlığındadır. Standart
olarak yapılır ve siper denen özel bir alet vasıtasıyla atılır. Siper,
okun kabza gerisine kadar çekilmesine olanak sağlar. Okların uzun
mesafeye atılabilmesini sağlar. Siper de zihgir gibi Osmanlılara özgü
bir spor aletidir.
Atıcının
parmağına uygun zihgir yapmak ustalık ister. Zihgirin ölçüsü, parmağa
rahatça girecek kadar olmalıdır. Ne dar, ne de bol... Bu nedenle her
okçunun zihgiri yalnızca ona özeldir, sadece onun için yapılır. Her
kemankeşe uygun biçim ve ölçüyü bulmak zingir ustasının işidir. Zihgir
yapımı ayrı bir uzmanlık konusudur. Osmanlı döneminde zihgirciler, okçu
ve yaycı esnafının dışında, kendi pirleri olan bağımsız bir esnaf
loncasıydılar.
Zihgir farklı maddelerden yapılabilir. Büyük baş hayvan boynuzları, kemik ve fil dişi zihgir yapımında en çok kullanılan maddelerdir. Tarihte pirinç ve bronzdan yapılmış zihgirler olduğu da bilinmektedir. Özellikle aristokratlar, sultan ve sadrazamlar yeşim taşıyla süslenmiş, telkari işlemeli, elmas kakmalı mücevher zihgirler takmışlardır. Osmanlı padişahlarının okçuluğa meraklı olduğunu yaygın olarak bilinir. Hepsi çok iyi okçudur; ll.Selim, kabak okçuluğunda ustadır. ll. Mahmut, lll. Selim’in başparmaklarında seyri doyumsuz, işlemeli, güzel zihgirler olduğu da bilinmektedir ve egale edilememiş rekorlara sahiplerdir. Orta çağı kapatıp, Yeni Çağı başlatan Fatih Sultan Mehmet de iyi bir okçudur, herkesin bildiği, dünyaca ünlü minyatüründe gülü tutan elinin başparmağında da zihgir vardır. Gül, devlet sevgisini, başparmağındaki zihgir de imparatorluğun gücünü temsil etmektedir.
Yok
olmaya yüz tutan Türk okçuluğu, bugün bir avuç insan tarafından yeniden
canlandırılmaya çalışılmakta. Kimi zihgir yapımında, kimi kiriş
yapımında, kimi ok ve yay yapımında, kimileri de geçmişten gelen
bilgilerin derlenmesi, çevirilerin yapılması konusunda ayrıca gayret
sarf etmekte. Yaygınlaşması için çalışmakta. Gençlere, Türk okçuluğunun
inceliklerini karşılıksız öğretmekte.
Zihgir,
süvariler için tasarlanmış çok büyük kullanım kolaylığı da sağlıyor.
Örneğin, at üstünde, 80 km süratle giderken, sağa sola arkaya geriye her
yöne atış yapmak gerekir. İyi eğitim almış iyi bir sporcu, 360 derece
hem sağ taraftan hem sol taraftan dönüşü sağlayarak her yöne atış
yapabilir, hem sağ kolunu hem sol kolunu kullanabilir. Osmanlı yayları,
Türk yayları kısa ve esnek olduğundan, at üstündeki okçuya kolaylık
sağlar. Zihgirin eli korumanın yanı sıra, önemli bir faydası daha
vardır. Bu fayda Osmanlı’nın çok işine yaramıştır; at üzerinde
sarsıntıda okun düşme ihtimali vardır, ama zihgirle tutulduğunda bu risk
tamamen ortadan kalkar. Zihgirle, at binerken, istediğiniz tarafa dönüp
ok atabilirsiniz. Ayrıca zihgir, düşme riski olmadığından, oku
başparmağınızın üzerine koyup çekiş yapabilmenizi de sağlar.
Çin kaynaklarında “Onların boynuzla süslü katı yayları vardı.” ifadesi geçer. Bu Göktürkler için söylenmektedir. Orta Asya’dan getirilen bu gelenek, Osmanlı’da İstanbul Okmeydanı’na kadar yükseliş göstermiştir.Okçular Tekkesi’nin de bulunduğu Okmeydanı’nın bugünkü hale gelmesi hazindir. Okçulukta zirveyi yakalayan atalarımızın bugün bile aşılamamış rekorlar kırmasında geliştirdikleri teknik ve zihgirin önemli yeri vardır. Fakat en temel sebebi; bunu aynı zamanda ibadet olarak görmelerinden kaynaklanmaktadır. Ok atarken, gaza niyetine; “Ya Hakk” diye nara atmaları bundandır. Çünkü, yayı çeken kemankeş, fakat oku hedefine ulaştıran Allah’tır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)